1 Haziran 2012 Cuma

Gün

Bugün finali yaptık. Yaz bizim için de öğrencilerimiz için de başladı. Öğleden sonraki sınavın son bölümünde koridorda görevliydim. Bir an önce bitsin de sınava, yaza girelim diye bir ileri bir geri dolaşırken, sınıflardan birinden çıkan arkadaşım, elinde bir kopya kağıdı ile çıkageldi. Üzerinde düşünmeden, kağıdı alıp, o an yakın bir sınıfta kopya çekilmesini önlemeye çalışan (içerideki iki hocaya rağmen) üstüme götürdüm-ki üstüm dediğim arkadaş biraz önce de kopyanın yakalandığı sınıftaydı. Beklenmedik bir hareketle üstüm, kopya kağıdını alıp o sınıfa yöneldi. Ben de peşinde.. Kopya çeken kıza yaklaştı; kağıdını çekip aldı ve "Disipline gideceksin," dedi.
Evet, her şey, "elden ele" aktarılarak, bir anda olup bitti.
Kız(cağız) kağıdı verdi; yüzümüze bakmadan, koridor boyunca yürüdü; tuvalete girdi.
Gerisini izlemedim.
Böyle olacağını bilsem-ki bu aslında izlenmesi gereken prosedürdür- ne yapardım?
Okuldan çıkarken, kopya kağıdını yakalayan arkadaşımı gördüm. Çok üzgündü. O yakalamıştı, ben de ani bir hareketle kız(cağızın) başını yakmıştım. Üstümüzün, olayı kapatacağını da sanmıştık muhtemelen ikimiz de. Ya da bilemiyorum ne olmuştu tam olarak.
Kopya ile öğrenciyi yakalamamak için elimizden geleni yaparken, kopya ile yakalanan o kızın hiç mi suçu yoktu ki? Kader dedikleri şey mi oldu ya da?
Şimdi ne olacak? Bilmiyorum. Umarım kader belki de dediğim şey, sonrasında başka kötü şeyleri getirmez.
Her sınavda bana böyle bir vaka gelmesin diyorum. Bu kez geldi. Neden öyle otomatik davranışa geçtim? Sebebi var aslında ama.. olan oldu.
Tuvalette ağladı mı acaba:( Kader dedikleri şey, benim bugünkü kafa halim* miydi ki?
* Alt-üst kafası

Hiç yorum yok: