14 Aralık 2012 Cuma

Uzun...

    Kızgınlığın çocuksu ateşi söndü; üzüntü güncelliğini yitirdi. Kafamın içi bomboş. Bu hafta bedenimde dolanıp duran enerji sanırım kafamdaki her şeyi yutuverdi. İyi bir şey bu.
    Bu akşam Beyoğlu'nda klasik cuma buluşması var. Biri bana ısrar etse de-ama çok ısrar etmesi lazım- ben de gitsem Leman'a. Derslerin bitimine yalnızca 1, 5 saat kaldı. Karar vermesem ben, biri ısrar etse.. Bugün çok soğuk yedim; boğazım ağrıyor, ben gelmeyeyim, diyemesem. Israr işte o kadar güçlü olsa. Yarın annem eve dönüyor, sabah evde uyanmam lazım, diyemesem. Israr işte o kadar güçlü olsa. Ya da şu içimde -hala- patlamamış olan enerji, deliliğe dönüşse, ben kendim karar versem gitmeye. Sorun gitmek değil aslında, gidince uzun kalmak istemek. Erken kalkmak zorunda olduğum zamanlarda, gidesim olmuyor hiçbir yere. Uzun konuşmayacaksak konuşmayalım gibi.. bir his bu.
 
Israr etsin biri, güçlü güçlü. İkna etsin beni. Uzun konuşacağız, gel desin..

4 yorum:

cem dedi ki...

biri sana ısrar etmedi sanırım güzellik.

Karōshi dedi ki...

biri geldi ama ben masanın altına saklandım:):) küçüğüm ya, sığdım masa altına:)

cem dedi ki...

senin küçüklüğünü yesinler, gerçekten narin ve küçük arkadaşım benim :))

Karōshi dedi ki...

bu haftanın sonunda gerçekten daha da küçülmüş olacağım.. işte o zaman beni cebinde taşıyabileceksin.. hiç ayrılmayacağız:)