9 Aralık 2012 Pazar

Aslında ortada bir şey yok ama şöyle diyeyim: Birkaç yazı teşebbüsü, bir bardak-bazen dolu bazen boş- ve hep aynı kitap, değişen sayfaları.Açılmış kapanmış bazen anlanmış bazen de anlamaya çalışılmış.Hatta anlamaya gerek yok hissinin "hakim" olduğu nefes al, nefes ver modunda gidip gelmiş olan- arada kalmışlık. "Yine kendi kendime sormadan duramadım," diyen tanıdık ses..O tanıdık sese hem yabancı olup, hem de selam verme.. dürtüsüne doğuştan sahip olma hali. Selam vermeyi önemseme ya da. Bir de çok sevilen, sevdiğim uyku. O da başka hali yaşamanın. Günde altı saat ölsem, uyudum sayıyorum kendimi. Günde altı saat uyusam, öldüm sanıyorum kendimi mi desem ki? Ölüm gibi olsa uyku, uyku da ölüm gibi olsa. Her şey birbirine karışsa, Karışandan da bir anlam doğsa. Uyku olsa adı ya da ölüm. Uyuduk ya da öldük desek.Ama illa ki bir şey diyebilsek. Ortasında kalmasak. Ya uyusak ya da ölsek. Net olsa uyku da ölmek de. Öyle olsa ki..en klişe ölüm-uyku benzetmelerine yönelmesek- yönümüzü kaybetmesek... Uyusak ya da ölsek. Ölsek ya da uyusak.

4 yorum:

Onur Diribaş dedi ki...

Madde 5. Uyku yarı ölümdür. Ölüler eşittir. #LizardManifest

Karōshi dedi ki...

e biliyoruz zaten bunu:) Eşit olmayanlar da eşitlenir illa bir an... uykuda da ölümde de.

U.T dedi ki...

Aynı benim yazılarım gibi ortada bir mevzu yok ;) uyumak için yatağa girmek yerini sevişmek için girmeler alsın ,sevişmekten ölen duymadım daha....uyuyan çok...

Karōshi dedi ki...

Amin amin U.T:) Mümkünse öyle olsun,mümkün değilse de öyle olsun. Bak ortada gene mevzu kalmadı:)