26 Ocak 2013 Cumartesi

Müdahale

Müdahale etmediğimde nasıl bir yaşam sürüyorum? Bensizken, benim hayatım nereye nasıl akıyor? İzlenimci, gözlemciyken ben, ne oluyor ve ne olmuyor? Bu soruların yanıtları bazen şaşırtıcı/ hoşa giden, bazen de kırıcı. Komşu evleri gözetleyen biri gibiyim kendi yaşamımda. Küçükçekmece-Sirkeci hattında gidip geldiğim tren yolculuklarında, en çok hoşlandığım, raylar boyunca uzanan ev-içleri idi. Ev-içleri boyunca uzanan yaşamlar; insanlı-insansız yaşamlar. Gözüme takılan duvarda asılı bir resim ya da saat.. Biri uzun zamandır sabit, diğeri tik-tak. Benim elimde ya da ağzımda gevrek gevrek simit. Kim kimdir ve ne zamandır o evdedir? Gördüğüm bu mutsuz suratlı kadın belki çok mutludur. Ya da çok değil ama mutlu. Şu gülen adam ise mutsuzdur ya da  çok mutsuz. Ve bir çocuk, iki çocuk, sayısız çocuk.. Oyun oynadıkları sürece bu soruların içinde yer almayacaklar.. Almasınlar. Göründükleri gibiler, densin onlar için. Müdahale edilmesin. Şaşırtıcı/hoşa giden. "Bazen kırıcı," olmasın. Yokuş olsun bir tane, ondan aşağı yuvarlasınlar bir topu. Top... top.. top..topi top:) Sabit olmasın; hep tik tak. Tik tak tik tak. Ve düzen kendi içinde -en azından- bozulsun: Tak-tik.. Tak ve tik. Düzen her şekilde bozulsun: Ne tak ne tik. Ne tik ne tak.Tak-tik'liksizlik.

2 yorum:

cem dedi ki...

iki alttaki şarkıyla birlikte okudum yazıyı. Hiç yaşamadığım halde eski istanbul' un entellektüel caddelerini caNLAndırdım aklımda; kahverengi paltolu ve fötr şapkalı adamlar geçti caddeden vs.

top.. top.. top topi top. :)

Karōshi dedi ki...

anlamışsın sen beni işte top top top topi top.. gerisi boş... güzel bir şarkı sende belki de onları canlandıran..:)