2 Eylül 2012 Pazar

2 Eylül.

Yazlıktan eve dönüş sancılı oluyor. Bavullar, bavullar, çantalar,çantalar.. Sabah sekiz buçuk gibi geldiler annemler. Yedide yoldayken aramıştı annem. Onun öncesinde de bir arkadaşımın annesi aradı. Dört buçuk gibi. Kızına ulaşamayınca beni aramış H. Teyzem. Ben de yatağa üçe doğru girmiştim. Kısacası, çok uyanmalı bir gece geçirdim. Kahvaltı dedim durdum dün ama annemler geldikten sonra hazırlayabildim kahvaltıyı. Onlar uyurken. Annem de babam da yaşlandı bu yıl. Yolculuk sarsıyor onları artık. Salona yığılıp kaldılar resmen. Dedem onlardan daha dinç geldi eve. Maşallah diyelim. Bugün en çok koşturan ben oldum. Dün yaptığım yemeğe ek yemekler yaptım ki yarın annem rahat etsin. Şimdi önümüzdeki günlerde büyük temizlik telaşı başlayacak. Yardımcı birileri gelse de annem yorulacak. Okulun en yoğun haftası da upuzun uzanıyor önümde. Bir telaş sardı beni bugün. Akşam yemeğinde anneme, babama ve dedeme sardım: Bir an önce gençleşin. Ben üç yaşlıya birden bakamam! Kıkkırı kıkkırı güldük ama içim kötü benim. Daha da büyümek zorundayım şimdi. Her şey daha da zorlaşacak. Henüz değil ama.. Kardeşler birliğimiz sağlam neyse ki. Destek, önemli..
Yazlıkta yapılan tarhana yuvarlak masaya serildi. Anneannem sağkenki gibi evi tarhana kokusu sardı. Ne güzel... Edirne'ye yerleştikten "sonra" Trakyalı olan kız kardeşimin öğrendiği kahvaltılıklar da yapılmış, geldiler kavanoz kavanoz yerleştiler dolaba. Hatta bir büyük kavanoz, şu an bizim evden çıkıp Ozan Kayra'nın dolabına bile girmiş durumda. Geldi aldı eşek, duyunca Tubiş'in kahvaltılığını-ki içeri dahi girmedi, dış kapımızın demir parmaklıklarının arasından uzattım kavanozu! Kavanoz, Rumca bir sözcükmüş bu arada.
Gün boyu aralıklarla tarhana "ocaladık" annemle. Henüz kurumamış tarhana lop loplarını elimizde ufaladık yani. "Terapi gibi bu anne," dedim. "Evet, de mi. Ablan çok seviyor, bir de zevkli zevkli yapıyor ki sorma", diye gülümsedi annem. Bundan sonra ne zaman kötü hissetsem, tarhanalı yuvarlak masaya gideceğim:P Gerçi yarına inceltip büyük masaya alacakmışız, annem öyle dedi.
Annem bunu yaptıktan sonra, gene kendini yorgun hissetti. Salonda sabah yattığı ikili koltuğa geri döndü. Yüksek tansiyon kaynaklarını daha az hissetsin diye-yani tansiyonu yükselmesin diye- (nasıl anlatamadım ama:) ) doktor anneme antidepresan verdi; prozaclı bir annem var artık. Sürekli hııı hııı diyen bir annem. Günün bu saatlerinde prozac çarpıyor beni dedi uyudu o anne.
Kendimi ben de çok yorgun hissediyorum bugün. Hasta oluyor gibiyim. Annem uyurken, onların giysilerini yerleştirdim çekmecelere. Yatakları yaptım bir de. Ek dediğim yemekleri yaptım en sonra da. Ama bizimkiler çorbaya göz koydu, halbuki o yarın içindi. Evet, yediler. Neyse bitmedi hala var. Soslu makarna da yaptım. Onu da yediler. Yedik, ben de yedim. Şimdi hala makarna var ama sossuz şekilde. Börülceyi merak eden varsa, o da hala var.
Kafayı bozdum yemeklerle. Tarhana terapisi iyi gelecek ama biliyorum.
Nasılım? Hüzün hakim-daimi sahibim O benim ama ciddiyetsizliğim de ikinci sırada. O hep ikinci olsun. Yazmak iyi geliyor. Her şeyi yazarak yazabiliyorum ancak.
P.S Trakya usulü kahvaltılıktan isteyen varsa, gelin alın siz de. Pandora bizim cafede de satalım bunu. Ama önce açalım cafeyi. Hayal hayal üstüne. Hayallerde boğulacağım. Susamıyorum. PANDORA: Terapiye gel sen de. Tarhana terapisi. Düşündüm de kurduğumuz hayaller herkesin hayalleri, sanki. Başka hayaller bulalım biz. I'm not good at all.

5 yorum:

Kızıl dedi ki...

tarhana ve terapi. kayınvalidem de salı günü bekliyor beni bu işlem için. ocalamak kelimesini sevdim. öyle mi derler sizin orada?

trakya usulü kahvaltılıkdan yedim mi sizde daha önce anımsamıyorum ama ben de istiyorum. tadına da baksam olur tabii.

hayallerimiz ütopik değil hayatım. şu okullar açılsın önce. sonra hayallerimizin peşine düşelim. hayalde kalmaz belki de.. km bilir?

hasta olmana izin vermiyorum Karoshi'm. olmayacaksın! anacığın da iyi olsun. Pandora izin vermiyor hasta olmana seninde de.

bir de maşallah dedene. maşallah!

Karōshi dedi ki...

Bizim ailede vardır ocalamak.. Tatar tarafımızdan gelen bir sözcük ama öyle bir sözcük var mı bilmiyorum. Masaj yapmak anlamında da kullanılır ailede:)Tubiş'in kahvaltılığından yemedin sen, ama yersin. Gelirken getiririm size.. Patlıcanlı, domatesli, cevizli bir şey ham hamlık tam da:)Hasta olmama izin vermesen de oldum bile.. ama daha fazla olmama engel olacaktır.. anacığım olmasın ama asla! Dedeme de maşallah evet:)

Nasıl ama her söylediğine yanıt vermesem de epey uzun yazdım, değil mi:=)

Karōshi dedi ki...

Pardon hayaller de demiştik.. Sağlık olsun da her türlüsünden kurarız hayal biz:)

cem dedi ki...

gözün aydın, geçmiş olsun ve üzülme.

artık yalnızlık bitmiş, kalabalık da sana iyi gelir bilirim. hasta olsan da korkma yalnız değilsin ailen var olmadı gelir biz bakarız :))

tarhanayı sevmem pek ama kokusu geçmişe götürür, sende olduğu gibi

Kızıl dedi ki...

Ne demiş Namık Kemal? "Hayal kuranın da, kurmayanın da .." :) her şekilde iyiyiz yani :)